oluşturan

oluşturan
adj. constituent, constitutive, creative
* * *
constitutive

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • birey — is. 1) Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert 2) Doğa bilgisinde türü oluşturan tek varlıklardan her biri 3) man. Bir türün kapsamı içine giren somut varlık 4) ruh b. İnsan topluluklarını oluşturan, insanların benzer… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana doğrusu — is., mat. 1) Dönen silindirin yan yüzünü oluşturan dikdörtgenin bir kenarı 2) Dönen koninin yan yüzünü oluşturan dik üçgenin hipotenüsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bet — is. 1) Beniz kelimesi ile birlikte, yüz rengi anlamında ikileme oluşturan bir söz 2) Bereket kelimesi ile birlikte bolluk anlamında ikileme oluşturan bir söz Ucuzluklarına hayret ettiğimiz her çeşit satıcılar, o bet bereket nereye kaybolmuş? H. R …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekirdek — is., ği 1) Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum Kayısı çekirdeği. Zeytin çekirdeği. Karpuz çekirdeği. 2) Yenmek için satılan kabak veya ayçiçeği tohumu Şimdi bir sinemada kabak çekirdeği yiyorlar.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dişi — sf., anat. 1) Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey) 2) Erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş (hayvan veya bitki) Dişi kedi. 3) is. Kadın 4) Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden girintili olan Dişi klişe. Dişi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğrultman — is., fiz. 1) Bir nokta veya bir çizginin hareketine yön vererek bu hareketi yöneten şey 2) mat. Çizgi oluşturan noktanın veya yüzey oluşturan çizginin yönelmesi gereken doğrultuyu gösteren çizgi veya düzlem …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • erkek — is., ği 1) İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı 2) biy. Sperma oluşturan organizma 3) Yetişkin adam, bay, kadın karşıtı Erkekler gelince buraya, karılar işte böyle kaçar. O. C. Kaygılı 4) Koca Kadın erkeğini uğurladı. 5) sf …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • figür — is., Fr. figure 1) Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi 2) Bir dansı veya oyunu oluşturan ölçülü adımlarla beliren zincirleme hareketlerden her biri Bale figürü. Dans figürü. 3) müz. Birbirini izleyerek melodik ve ritmik bakımdan bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kör ağaç — is., cı 1) Kontratablada orta katı oluşturan ve genellikle yumuşak ağaçlardan hazırlanan bölüm 2) Kontratablanın orta kısmında tabla kalınlığının en az yarısını oluşturan, yumuşak ağaçlardan değişik yöntemlerle elde edilen masif ağaç tabakası …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurucu — sf. 1) Bir kurumun, bir işin kurulmasını sağlayan, müessis 2) is. Bir kuruluşu oluşturan kimse Gazetenin kurucusu. 3) is., dbl. Cümleyi oluşturan ögelerin her biri Birleşik Sözler oyun kurucu piyasa kurucu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öge — is. 1) Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman 2) Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, ilke, unsur 3) dbl. Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç vb. birimlerden her biri 4) man. Bir sınıf veya bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”